0(216) 530 31 19

Yurt Dışı | Archi

Yurt Dışı

Danışmanlık ve Gayrimenkul Değerleme

RES TANTUM VALET, QUANTUM VENDİ POTEST
“Bir şeyin kıymeti, ancak başkalarının ona vereceği değer kadardır"

Archi, yurt dışında yaşayan ve ülkemize yatırım yapmak isteyen yabancı uyruklu kişilerin almak istedikleri taşınmazlarla ilgili olarak yatırım danışmanlığı hizmeti vermektedir. Bunun için uluslararası deneyime sahip ve iletişim gücü yüksek kişilerle destek verilmektedir.

Yabancıların taşınmaz edinmesini düzenleyen ve kamuoyunda 'Mütekabiliyet Yasası' olarak bilinen düzenlemenin 18 Mayıs 2012'de yürürlüğe girmesiyle Tapu Kanunu ile Kadastro Kanunu'nda değişikliklerle yabancıların taşınmaz edinmesine kolaylıklar getirilmiş ve bazı yasaklar kaldırılmıştır.

Yasanın yayımlandığı 2012 yılının mayıs ayından önceki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü verilerine göre; 2012 yılının ilk 5 ayında kişi bazında en çok satışın Almanya (4.304 kişi), İngiltere (1.126 kişi), Rusya (862 kişi), Avusturya (847kişi), Norveç (396 kişi) uyruklu vatandaşlara gerçekleştirildiğini görüyoruz.

Ülkemizde taşınmaz edinen toplam yabancı uyruklu gerçek kişi sayısı, bu dönemde 9.593 olarak gerçekleşmişti. Söz konusu dönemde taşınmaz sayısı bazında edinimlere bakıldığında toplam 13 bin 648 adet taşınmaz satışı yapıldığı görülmekte. Taşınmaz sayısına göre en çok satış sırasıyla Almanya, Avusturya ve İngiltere uyruklu kişilere yapılmış durumda. Almanya uyruklu kişilere 8.041 adet, Avusturya uyruklu kişilere 1.521 adet, İngiltere uyruklu kişilere 855 adet taşınmaz devri yapılmış. Aynı dönemde yabancı uyruklulara yapılan devirlere alan büyüklüğü açısından bakıldığında ilk üç sırayı Almanya, Avusturya ve Danimarka alıyor. Söz konusu toplam alan içinde Alman uyruklulara satışı gerçekleştirilen taşınmazlar, yabancı uyruklulara satılan toplam alanın yüzde 68'ini aşıyor. Avusturya uyruklular için bu oran %18 iken Danimarka uyruklular için %3. Bakanlar Kurulu kararıyla Körfez ülkeleri vatandaşlarının taşınmaz ediniminde önemli yerlere gelmesi bekleniyor. Tercih edilen bölgelerde ilk 5'i ise sırasıyla Antalya, İstanbul, Muğla, Aydın ve İzmir illeri oluşturuyor.

Ancak bu satışlarda pek çok yabancı uyruklu kişinin Ülkeye özgü özel yasaları bilmediğinden mağdur olduğu görülüyor. Özellikle Ülkenin doğasına ve denizine hayran olan yabancılar, "deniz kıyısında veya orman içinde bir arazi alıp ev yaptırırım" diyerek yurt dışındaki emlak ofislerinden destek alıyor. Ancak kendi yurttaşının dahi yeterli bilgiye sahip olmamasından dolayı mağdur olduğu bu ülkede bir danışmanlık hizmeti almadan taşınmaz almanın sonucu olarak onlar da mağduriyetle karşılaşıyorlar. Kıyı kanunu, Boğaziçi imar kanunu, Orman kanunu ve benzer kısıtlayıcı pek çok kanun bu kişilerin mağdur olmasına etken.

Ayrıca bitmiş bir bina almak isteyen yabancılar alacakları binada bir sorun olmaması gerektiğini düşünüyor ve ona göre davranıyorlar. Çünkü kendi ülkelerinde bitmiş bir binanın genel olarak hukuki bir sorunu yoktur. Ancak bu binada daha sonra yıkım kararı vb. kararlar olduğunu öğrenmek onları mutsuz ediyor.

Yurt dışında yaşayan birinin Ülkemiz şartlarını ve yapılaşma ile ilgili kısıtlılıkları bilmesi olanaksızdır. Yabancı uyruklu biri ülkemizi gezerken hayranlık duyduğu sahillerden birinde yatırım yapmak ve emekliliğinde burada yaşamak isteyebilir. Çevresinde sahilde yapılmış olan birçok ev görüp kendisinin de burada bir ev yapmayı hayal etmesi doğaldır. Bölge emlakçıları ile konuştuğunda da bununla ilgili herhangi bir engelden söz edilmemesi normaldir. Kaldı ki bu tip yatırımlar internet aracılığı ile hiç görmeden dahi yapılabilmektedir. Ancak satın alınan taşınmaz üzerine herhangi bir yatırım yapılmak istendiğinde; kıyı kanunu vb. kısıtlayıcı engelle karşılaşılmaktadır. Bölgenin imar koşulları, çevre şartları vb. hususlar bilinmeden alınan bu tip taşınmazlar, daha sonra sorun yaratan ve çözümsüz problemleri olan yerler olarak alıcıları rahatsız etmektedir.

Yabancı uyruklu kişiler bazen hazır bir ev alarak bu tip problemlerle uğraşmayacağını düşünebilir. Çünkü kendi ülkesinde bu tip taşınmazların genellikle bir problemi yoktur. Ancak ülkemizde yetkili kurumlarca verilmiş "oturma izni" olan binalara dahi "ruhsat iptali" ve "yıkım kararı" çıkabilmektedir.